sevilen kişi

hakkında sürekli başlık açılan kişidir. misal: sevilen kişinin sesini unutmak

gün gelicek hayatınızı sikicek o yüzden siktir edin

aşkından sizi sevip sevmediğini bile anlayamazsınız çünkü sadece seviyorsunuz o kadar ,dünyanın en kral sosyopatı gelsin sevdiği kızın gözlerine bakarken kızın incelemesini yapamaz. sonra kendi kendine dayanamaz ve birden söylersin. sonuç belli tabi (bkz: sezen aksu - tutuklu)

kendim, bu dünyada kendimizi sevmicez de kimi sevicez dimi aq

2 ye ayrılır ; 1.si sevildiğinin kıymetini bilenler 2. si ite iyilik cizrede gerek dedirten insanlar

sevmeyen kişidir.

görmedim :(

uyuyakaldı her zamanki gibi..

sen artık güneşin ısıtmadığı bir yerdesin. sen artık yağmurun ıslatamadığı bir yerdesin. artık kar pembeleştiremiyor senin bembeyaz yüzünü. artık üşütmüyor seni rüzgar. o gözlerin artık açılmıyor, gökyüzü 1347 gündür senin tarafından izlenmiyor. dudakların kıpırdamıyor, o gülüşün yok artık. saçların, o simsiyah saçların... artık savrulmuyor rüzgarla. o okul görmedi bir daha seni, o merdivenler, o kantin, o insanlar... kalbin atmıyor artık. o ellerin gezinmiyor saçlarında. sesinden bahsetmek bile istemiyorum. çünkü onu unutmuş olmak hâlâ yakıyor canımı, ara sıra. ve ben çok acı çeksem de, seni hâlâ özlesem de, eskisi gibi olmasa da sevsem de iyileştim sanırım. üzgünüm senden bir hastalık gibi bahsettiğim için. ama hastalık bir organizmanın yapısında veya işleyişinde meydana gelen bozukluk diye tanımlanıyor ve senden sonra kalp ritmimin bozulması, nefes alamayışlarım, hayalini görüşüm göz önünde bulundurulursa bu da bir nevi hastalık. yokluğun korkunç bir hastalıktı, yemin ederim ki çok korkunç. sanki bedenime, zihnime, kalbime hükmetmemi engelleyen bir canavar vardı içimde. kocaman bir yara vardı bir türlü kabuk tutmayan. ama dediğim gibi, iyileştim. tamamen olmasa da büyük ölçüde. ama işte bazı geceler korkunç bir özlem baş gösteriyor içimde. koşup sana sarılmak, toprağına kapanıp hüngür hüngür ağlamak geliyor içimden. bazı geceler öyle bir hale geliyorum ki gecenin kaçı demeden yalınayak yola düşüp sana gelmek istiyorum. seni göremediğim bu 1347 günü zihnimde bir türlü kabullenemiyorum. her şey korkunç bir rüya gibi ve ben uyanamıyorum. güzel şarkılar keşfetmek istemiyorum, güzel yerler görmek istemiyorum, gezmek istemiyorum, yaşama ayak uydurmak istemiyorum. çünkü sana anlatamadıktan sonra yaşanan şeylerin ne önemi var ki, sen duyamadıktan sonra güzel şarkı keşfetmemin ne önemi var? sen gittikten sonra önemi yok dünyanın gözümde, yemin ederim zerre kadar önemi yok. bunları yapmak istemiyorum, hep o 2015 kasım'ında kalmak istiyorum anlıyor musun? 20 kasım günü kantinde seni son görüşüm olduğundan habersiz sana baktığım o anda kilitli kalmak istiyorum. tıpkı bir çocuk gibiyim, kabullenemiyorum. dördüncü yılı dolacak ben hala 2015'ten dönmemek için direniyorum. her geçen gün bir izin siliniyor, bir anın. yakında gözlerin gelmeyecek hatrıma, sonra yavaş yavaş ellerin, saçların dudağın... her şey, her şey yok olacak. bir gün gelecek ben bu acıdan başka bir şey hatırlamayacağım sana dair. o günlere gitmek istemiyorum. yapmayı istediğim tek şey uyumak, sana kavuşmak umuduyla seninle buluşmak umuduyla uyumak... ama imtihan bu ya, günde toplasan dört saat bile uyuyamıyorum. zaten uyuduğumda da gelmiyorsun. ne olur bir gece rüyama gelse diye dua ediyorum, eskisi kadar sık değil ama kabul. neyse işte, ben alıştım bütün bunlara. ama dedim ya bazen, bazen oluyor işte böyle. bu gece de o "bazen"lerden. seni çok özledim, seni çok özlüyorum. bir gece gel yanıma, söz ben on yıl avunurum. ama gel ya, sana çok ihtiyacım var, gel. beni biliyorsun, öyle mızmız şımarık biri değilim. kolay kolay da bir şeyler için bahane tutmam ama artık sana dair bir iz bulamadığım bu hayat cehenneme dönüşüyor. ne olur, biraz su serp 1347 gündür hasretinin yaktığı şu yüreğime, ne olur...

aynı anda aynı şeyleri düşünüp söylemeye başladığınız bir an var ya, işte o anda "biz" olduğunuz bilincine sahip oluyorsunuz. içinizden ona karşı dalga dalga sevgi yayılıyor. bir insanla bu noktayı tutturabilmek öyle güzel bir şey ki, hele karşılığı varken.

O'nu bazı günler o kadar çok seviyorum ki içime sığmıyor o sevgi. Ama bazen de o kadar nefret ediyorum ki. Bütün duyguları uçlarda yaşatan kişi.